30 Ağustos 2009

3G cinayetleri daha başlamadı mı?

Bir zamanlar okuduğum bir magazin haberi. Ebru Gündeş isimli ses sanatçımız öyle kıskanç, öyle kıskanç bir sevgilidir ki…

O dönem kafeslediği, şu avukat olan, esmerce, yakışıklı bile denebilir, beyimiz ile yaşadığı bir telefon konuşması. İnsanı aseksüelliğe sürükleyebilecek bu travmatik aşk sahnesinde assolistimiz, sevgilisini cep telefonundan arayıp yoklama çekmektedir.

Ancak, esmer avukat aşk böcüğünün nerde ve kiminle olduğuna inanamayan paranoyak Ebru kızımız, kendisini o meşhur beyin kanaması vukuatına sürükleyecek saykoluğu ile sevgilisinden şunu talep eder:

“Şimdi benle telefonda konuşurken şöyle bağıracaksın ‘Eğer yanımda bir kadın varsa o kadın orospuduuuur’

Evet evet, tabi ki ruhu orospik bile olsa hiçbir ikinci kadın böyle bir hakarete katlanamaz. Ebru kızımız da o kadını ekarte etmiş olur, di mi? Böyle kaç kadın taca çıktı bilmem ama, avukat sevgili fazla durmadı, uzadı...


Müjde, müjde sizeeee! Artık odayı çınlatmalara gerek kalmadı. Yaşasın 3G!

Kıskanç sevgililer bayram etsin. Artık görüntülü yoklama yapılabilir.
Ardından gelsin üçüncü sayfa haberleri, 3G kıskançlık cinayetleri.

09 Ağustos 2009

bilinçaltımın Putin’le derdi ne



Sanırım bilinçaltımın yaptığı, Berlusconi ve Putin gibi iki model erkekten hangisinin tercih edileceğine ilişkin bir oyun olsa gerek. Peki, Putin’in escort kızlarından biri olmak nerden çıktı kuzum?

Eskort dediysem, Berlusconi’ninkilerden değil.


Putin, Türkiye’ye gelmiştir. Ziyaretin resmi programından arta kalan zamanlarda Rusya Başbakanı’nın yeme-içme eğlenmesinden sorumlu bir ekip vardır. Ekip Putin’in turistik aktivitelerinden mesuldür.








Bendeniz de pek sevgili misafirimizin ehli keyfinden sorumluyum efenim. Ne içmek ister, nerede eğlenmek ister, yakın ilgi alaka.


Ancaaak bu Putin bildiğimiz Putin değil. Birbirlerine gereğinden fazla yakın olması nedeniyle huylandıran, o çipil gözlü Putin değil, Putin adı altında Coldplay’in solisti Chris Martin arzı endam etmekte. Hem de put gibi değil, yüzünde her daim sevimli gülümsemesiyle. Nasıl şeker, nasıl kibar.


Nerde o buz gibi bakan eski KGB ajanı. Tüm ekipteki kızlar, içimizin yağları erimekte. Ama günün sonu gelir, mesai biter. Ben topuklarımı tıklatarak (tıklamalar kulağımda yankılanmaktadır, burada kendime daha kadınsı bir hava vermiş olsam gerek) uzaklaşırken arkadan seslenir. Seviiiiil!





“Hayır bitmesin” diye bilincimin rüyadan uzaklaşmasını engellemeye çalışırken uyanıverdim. Devam etsin istiyorum. Mümkün değil. Cin gibi uyanığım.


Tamam, şimdiye kadar algıda seçimime girmeyen Putin’in dün gece bilinçaltımda ağırlanmasının nedeni, Berlusconi’nin çapkınlık hikayelerinin göbeğinde her ikisinin de Ankara’ya gelmiş olması, bu çapkınlık geyiklerinin de bolca sündürülüp suyunun çıkarılması olabilir.



Ancak, bilinçaltımda Putin’i soslayarak cazibe merkezi haline getirmenin ne alemi var.



Rüya tabirleri de bu konuyu işlememiş.





Mevzu, pop starları, Hollywood yıldızlarının katıldıkları basın toplantılarını izlemediğimiz için elimizdekilerle yetinmekse eyvallah. Ama ey sevgili bilinçaltı: Bak elimizde Obama var, espirili, filinta gibi, sempatik üstelik. Hele bir David Miliband var ki dünyalar şekeri, Allah bize de öyle bir dışişleri bakanı nasip etsin, gözümüz gönlümüz açılsın. Hadi Medvedev’e de razıyım, yakışıklı bir yüzü, masum bir ifadesi var. Putin'e de hayran kalınmazki!