02 Şubat 2010

Londoner




“Eee neler yapıyorsun" diye sorunca ben de diyorum ki "hep iş iş iş”. İş gezileri bazen yeni keyiflere vesile oluyor, tadına doyum olmuyor.


Londra yemek gecelerini geleneksel spare ribs ya da soslu yengeç ile açmayı planlarken Thai yemeği ile başladık. Busaba Eatthai, bu sıralar pek “hip” bir restoranmış.
Fotoğrafların fluluğundan anlaşılacağı üzere loş ışıklar, siyah ağırlıklı dekor. Koca, kare, ahşap masalarda, diğer müşterilerin yayına oturuluyor. Zaten müşteri kaynıyor. Rezervasyon yok. Kapıda kuyruk uzanıyor.
Oturduğumuz masada Türklerle karşılaşmaca, olmazsa olmazdı zaten.


Ardından, kendi ülkelerindeki gibi esmer kızlara meraklı Cezayirliler oturuyor. "Are you Muslim?" , “I like politics”. İnglizce kırık ama özgüven tam.
Sonradan öğrendim ki Londra’nın restoranlar kralı Alan Yau'nun açtığı mekanlardanmış. Ünlü Wagamama, Hakkasan, Yauatcha’nın kurucusu Alan Yau’nun eşi Jale bir Türk. Bu nedenle restoranlarındaki garsonların çoğu Türk öğrenciler. Nerden mi biliyorum? Londra restoran eleştiri yazılarımdan. Time Out’ta çıkmadı hiçbiri, sadece ödev olarak kaldı. Kısmet blog’umaymış.
















Pat king talay- en lezzetlisi acılı kızarmış karides

Tom yam talay – Karidesli noodle çorbası

Pandan chicken- pandan yaprağına sarılı tavuk.
Bir de köri sosolu tavuk aklımda kalanlar



Ardından Gordon’s wine bar. Embarkment’da. 100 yıllık.

Londra’nın en eski şarap evi.

Yerin altında mahzen gibi bir yer. Hatta bazı bölümlerinde başınızı eğerek yürüyorsunuz. Tavanda eski elektrik ve su boruları geçiyor. Tabandan da her an bir fare geçecek gibi. Boş masa bulmak neredeyse imkansız. Peynir ve salata barı da var.
Duvarlar da 100 yılın gazete, fotoğraf arşivi. Kraliçe Elizabeth'in genç kızlığı, yeni gelin hali, olgunluk dönemi, popodan kılları ağartmışken. Hep çirkin, hep çirkin. Bi de Camilla'ya bok atıyorlar.
Biz mis gibi Porto şarabı içtik, güzelleştik. Yine Araplar musallat oldu. "No English" yaptık. Yemediler tabi. Çok kaba olduğumuzu söyleyip küstüler. Yine de arkamızda fantazilerini İngilizce dillendirdiler.