30 Aralık 2009

ı see you/Avatar

Böyle filmleri izleyince erkek güdülerini daha iyi anlayabiliyorum. Fikir dünyası yüzeysel de olsa görseldeki derinlik! adamı uçurabilir.

Magic mushroom insanın duyularını keskinleştirir. Kurt adama dönüşen Jack Nicholson gibi derinleşir görsel algı . 3D’de izlanan Avatar da magic mushroom etkisi yapar.

Oğuz Koloğlu söylemişti. Moulin Rouge filmi için. “Yönetmen böylesine sıradan bir hikayeyi sinema yapma fikrini yapımcıya nasıl anlattı da ikna etti?”.

Moulin Rouge’da fakir genç güzel kız birbirlerine aşıktır. Aralarına zengin ve kötü kalpli patron girer ve gençleri ayırır. Delikanlı kahrından verem olur. Hikayesi bundan ibaretti filmin.

Ancak, üzerinde 40 fırın ekmek yemiş görsel yönetmen Moulin Rouge filmini uçurmuştu.


Alın size insanların istila ettiği bir gezegen, gezegenin ilkel kabile tadındaki uzaylıları ve uzaylı kadınla, insan adam arasında doğan aşk.

Avatar’ın hikayesi bundan ibaret. Ancak gelin görün ki James Cameron isimli yönetmenimiz kafaya takar. Filmi yapmak için 10 yıl boyunca bir kamera teknolojisi üzerinde çalışır. Aynı anda 197 kamera ile yapılan çekimlere toplam 200 milyon dolar harcar. Ve benim gibi bilim kurgu sever olmayanların bile dibini düşüren Avatar’ı çeker.