27 Haziran 2009

Org. Başbuğ yüzde 50 indirimi kaçırmadı. Ben manşeti kaçırdım

photograph by Ateş Tümer

Bu kafayı duvarlara vursam akıllanır mı? Biraz daha uyanık ol Sevil, az daha. Manşet kucağıma düştü. Uyanamadım, elimden kaydı Mercedesine bindi gitti.

Yer Armada. Otoparktayım. Suzi ev için alışveriş siparişi vermiş. Gelmişken yüzde 50 indirime giren Beymen’e de bakalım.


Armada Beymen’in şu yan kapısını bilir misiniz? Hani VIP giriş, özel otoparkın önü.

Oradaki kırmızı halıdan süzülen Sevil, asansörün önüne gelir. Kapı açılır. Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ ile yüz yüze gelir. Apoletli değil, gayet sivil kıyafetli, yanında yine sivil bir subay ile. Yüzüme bakar, yanımdan geçer, dışarı çıkar….

Peki ben ne yapar? İki saniye aval aval bakar, duruma uyanınca panikler, arkasından koşar. Bu arada sorulacak soru için adrenalin yaşar. Ama paşam (ki kendisi böyle hitap edilmesinden hiç hoşlanmazmış) çoktan sivil plakalı arabasına binmiştir. Ben de mal mal, yengeç yürüyüşüyle uzaklaşır.

Bunların hepsi 10 saniyeyi bulmaz.




Ahhh, ahh. Daha dün gece askerlerin siviller tarafından yargılanmasının önünü açan yasa gece yarısı Meclis’ten apar topar geçirilmiş. Ama ben Genelkurmay Başkanına bunu sorabilecekken melül melül bakmışım. Ben bakarken manşet arabaya binip vınnn.

Tek tesellim, Başbuğ’un ayak üstü tanımadığı gazetecilerin sorusunu cevaplamamasıyla tanınması. Hele benim civ civ sarısı askılı kostümümle yeterli ciddiyeti sağlayamayacağım kesindi.





Ama gazeteci dediğin en azından şansını denemeli di mi? Kendimi asla affetmeyeceğim. Ders 1 : Bundan sonra her gün pratik yapılacak. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Tarkan vs. çarşıda pazarda görülürse ne sorulacağı hazır olacak.

Geriye kalan ancak bloğumun manşeti olur: “Org.Başbuğ da Beymen büyük indirimini kaçırmadı”